Bu sayfa’da Vapotherm Yüksek Akış Yüksek Akış Cihazı ile ilgili ayrıntılı bilgiler yer almaktadır.
Vapotherm Yüksek Akış Sistemi
Solunum sıkıntısı çeken hastalar için Etkili & Hassas Ventilasyon Desteği
Vapotherm hava besleme tüpü , gaz sıcaklığını ve nemini hastaya ulaşana kadar korumak için ılık suyun güvenli, yalıtıcı özelliğini kullanır.
Vapotherm buhar transfer kartuşu solunum gazına moleküler su buharı zerk eder. Bu benzersiz gazı nemlendirme yöntemi solunum dokularını daha iyi korumak ve hastanın konforunu iyileştirmek için suyu, su buharı şeklinde tutmaya yardımcı olur.
İnce dar prong özelliği Vapotherm nazal kanül tasarımı ekspiratuar gazın boşaltılmasını en üst seviyeye çıkartır ve açık bir sistem temin eder. Vapotherm yüksek akış sistemi, her hastaya etkili şekilde uyabilecek farklı boyutlarda kanüller sunar.
Tek kullanımlık 30 güne kadar kullanılabilen hasta devresi tek kullanımlık su yolu, buhar transfer kartuşu ve hava besleme tüpünden oluşur. Tamamen tek kullanımlık olan hasta devresi Yüksek Akış ya da Düşük Akış versiyonlarında mevcuttur.
Yüksek Akış (5-40 L/DK)
Düşük Akış (1-8 L/DK)
Bir yenidoğanın kendi kendine nefes alamadığı durumlarda, yenidoğanın nefes alması için mekanik ventilatör kullanılacaktır. Bir yenidoğanın kendi kendine nefes alabildiği ancak solunum güçlüğü semptomları gösterdiği durumlarda, sürekli pozitif solunum yolu basıncı (CPAP) uygulanabilir. Sürekli pozitif solunum yolu basıncı, bir maske veya sıkıca takılan burun çatallarıyla uygulanan basınç bazlı bir tedavidir. Akciğerlerin açılmasına yardım etmek ve bebeğin nefesi içine çekmesine yardım etmek için basınç uygulayarak solunumu kolaylaştırır.
Yüksek akış tedavisi, yenidoğan bebekler için alternatif bir solunum destek yöntemi olup, bu tür daha invazif tedavilerden kaçınmaya yardım edebilir.
Yüksek akış tedavisi, nefes alma işini – nefes alıp vermek için gereken çaba – bir bebeğin nefes alma talebini aşan hızlarda soluma gazı vererek azaltır. Bebeğe uygun gevşek oturan basit bir burun kanülüyle temin edilir. Yüksek akış hızlarını tolere etmeyi kolaylaştırmak için soluma gazı ısıtılır ve nemlendirilir.
Soluma gazı, Vapotherm Precision Flow ünitesinden hastaya doğru hareket ettiğinde gazın sıcaklığının ve nem oranının muhafaza edilmesi etkili tedavi için çok önemlidir. Sıcaklığın muhafaza edilmemesi halinde, gazın içindeki nem hava tüpünün içinde sıvıya dönüşebilir. Bu durum solunum terapistleri tarafından “rain-out” olarak bilinmektedir ve özellikle çok küçük miktarda da olsa nefes borularına su girmesi halinde önemli klinik sonuçları olabilen yeni doğan hastalarda kaçınılması gerekir.
Vapotherm, rain-out durumunu tıbbi nemlendirme buharını kullanarak ve hastaya giden nemlendirilen gazı tamamen ısıtarak ortadan kaldırır. Gazı nakleden su ceketiyle izole edilen dağıtım tüpü hiçbir zaman bebeğin cildinin yanına koymak için çok sıcak olmamasına karşın dokunulduğunda sıcak hissedilir.
Su ceketi izolasyonu aynı zamanda Vapotherm iletim hortumunun radyan ısıtıcının içine yerleştirilmesini sağlar. İletim hortumunun boyu ve gevşek takılan burun çatalları, ebeveynin tedavideyken bebeği tutmasına izin verir.
Son yıllarda yapılan klinik çalışmalar burun travmasıyla ilgili olarak gelişmiş sonuçlar gösterirken High Flow Therapy tedavisinin yenidoğanlara solunum desteği temin edilmesinde sürekli pozitif solunum yolu basıncı (CPAP) uygulamasıyla eşdeğer olduğunu göstermiştir. Yenidoğan bebeklerin yüksek akış tedavisiyle desteklenmesi konusunda önemli miktarda kaynak mevcuttur.
Çocuk Yoğun Bakım Ünitesi (PICU), hasta çocuklara en yüksek seviyede tıbbi bakım sağlar. Tıbbi ihtiyaçları genel bakım katında karşılanamayan veya ameliyattan yeni çıkan çocuklar genellikle Çocuk Yoğun Bakım Ünitesine sevk edilirler. Çocuk Yoğun Bakım Ünitesi tedaviler uygular ve yoğun hemşire bakımının yanı sıra diğer bakım alanlarında mevcut olmayabilen tıbbi teçhizatlar kullanır.
Kalma süresi çocuğun durumunun ciddiyetine bağlıdır ve çocuğun ne zaman tahliye edilebileceğine dsağlık ekibi karar verecektir.
Bronşit ve astım gibi ciddi nefes alma sorunları Çocuk Yoğun Bakım Ünitesine almak için yaygın olarak karşılaşılan nedenlerdir. Solunum desteği aynı zamanda ameliyattan çıkan hastalar için de gerekli olabilir. Bir çocuğun kendi kendine nefes alamadığı durumlarda, yeni doğanın nefes alması için mekanik ventilatör kullanılacaktır. solunum güçlüğü semptomları gösterdiği durumlarda, CPAP ve BiPAP gibi invasif olmayan pozitif basınç sistemi veya sadece oksijen maskesi kullanılabilir. Akciğerlerin açılmasına yardım etmek ve çocuğun nefesi içine çekmesine yardım etmek için basınç uygulayarak solunumu kolaylaştırır.
High Flow Therapy tedavisi, çocuklar için alternatif bir solunum destek yöntemi olup, basit bir burun kanül arayüzüyle bu tür daha invazif tedavilerden kaçınmaya yardım edebilir.
Her yaştaki hastalar sağlık durumları ne olursa olsun doktorlardan hemşirelerden, solunum terapistlerinden ve diğer klinik tedavi uzmanlarından acil bakım isterler. Personel, hastaları hastalık veya yaralanmaların ciddiyetine göre tedavi eder ve stabilize eder. Hastalar sağlık durumlarına bağlı olarak taburcu edilir veya genel bakım katına veya yoğun bakım ünitesine aktarılır.
Acil Servise giren bazı kişiler solunum güçlüğü yaşarlar.
Entegre Precision Flow sisteminin Acil Servis ortamında kurulup çalıştırılması kolaydır, akut distres
yaşayan hastaları stabilize etmek için hipoksi ve hiperkapninin çabuk tedavi edilmesini sağlar. Hızlı stabilizasyon, invasif olmayan pozitif basınç ventilasyonuyla karşılaştırıldığında yoğun bakım ünitesine alımları azaltabilir. Sistem, bireysel hastaya desteği en yüksek seviyeye çıkarmak için odadaki havadan çıkan FiO2 seviyelerini (%21) %100’a çıkarabilen ve akış hızlarını 40 LPM değerine çıkarabilen hassas şekilde ısıtılmış ve nemlendirilmiş hava verir. CO2 her nefesin sonunda nasofarengeal boşluktan dışarı atılır ve bunun yerini tıpta kullanılan buharla infüze edilen temiz gaz alır. Hasta toplam solunum işini azaltmak için üst solunum yolundan nefes alır.
Post-Akut Bakım tesisleri önemli tıbbi desteğe ihtiyaç duyan hastalara akut bakım hastanesiyle evde bakım veya kronik bakım arasında bir geçiş sunar. Hastalar evde ailelerinden alabildikleri bakımdan daha kompleks bakıma ihtiyaç duyan, ancak bir akut bakım hastanesinde verilen bakımdan daha az kompleks ve daha az pahalı bakıma ihtiyaç duydukları zaman akut tedavi hastanelerinden post-akut bakım tesislerine transfer edilirler. Post-akut bakım tesisleri akut hastalıktan, yaralanmadan veya kronik bir hastalığın şiddetlenmesinden kurtulan hastalara sürekli bakım sağlar. Post-akut bakım tesislerinin en yaygın görülen türleri Uzun Süreli Akut Bakım Hastaneleri (LTACH), Becerikli Hasta Bakım Tesisleri (SNF) Yataklı Rehabilitasyon Tesisleridir (IRF).
Post-akut bakım tesislerindeki hastalar kendi bakımlarının bir parçası olarak aşağıda belirtilenler dahil olmak üzere önemli solunum desteğine ihtiyaç duyarlar:
Vapotherm ısıtılmış ve nemlendirilmiş yüksek akışlı tedavi, salgılamaları mobilize etmek için trak halkasıyla veya maskeyle nemlendirilmiş oksijen vererek vantilatör ve takeostomiyi kesme sürecinin genelinde etkili bir alet olabilir, ancak aynı zamanda kapatma denemeleri esnasında hafif solunum desteği olarak da kullanılabilir.
Kendiliğinden nefes alma denemeleri esnasında, Vapotherm salgıların mobilizasyonuna ve solunum yollunun temizlenmesine yardım ederek vücut sıcaklığında ve neminde trak halkasına veya maskeye hassas FiO2 gazı verir.
Solunum Desteği– Kapatma denemeleri esnasında, yalnızca Vapotherm hasta arayüzünün hastanın ek oksijen ihtiyacını en uygun şekilde ısıtılıp nemlendirilen gazla desteklemeye devam etmek için bir trak adaptöründen bir burun kanülüne dönüştürülmesi gerekir.
Vapotherm, invasif olmayan pozitif basınç ventilasyonu ve mekanik ventilasyon gibi daha invazif etkileşimleri önlemek için akut solunum güçlüğü yaşayan trakeostomisi olmayan hastalar için bir can kurtarma ve kesme tedavisi olarak kullanılabilir. Vapotherm, hastanın %11-13 arasında olan nefes alma işini azaltarak karbondioksiti üst solunum yolundan atarken %21-100 arasındaki oksijen seviyelerini etkili şekilde dağıtır. Bunu bir burun kanülüyle yapar ve hastanın yüksek seviyede solunum desteği alırken rahatça yemek yemesini, konuşmasını ve uyumasını sağlar.
Vapotherm High Flow Therapy (HFT) tedavisi, nefes darlığı semptomlarının altında yatan nedenleri belirleyerek semptomları azaltmaya yardım eder:
Hipoksi :Dokulara ulaşan oksijen miktarının yetersiz olması
-Vapotherm, %21-100 arasında kademeli seviyelerde oksijen verebilir.
Hiperkapni :Kan dolaşımında aşırı miktarda karbondioksit bulunması
-Vapotherm, her nefeste teneffüs edilen karbondioksik miktarını azaltmak veya ortadan kaldırmak için üst solunum yoluna sürekli taze gaz verir.
Palyatif bakım genellikle hasta ve ailenin fiziksel, duygusal ve ruhsal bakımından sorumlu olan
doktorlar, hemşireler, sosyal işçiler ve diğerleri dahil olmak üzere sağlık profesyonellerinden oluşan bir grup tarafından koordine edilir.
Dispne (nefes darlığı), palyatif bakım ve darülaceze bakım hastaları arasında en sık görülen
şikayetlerden biridir. Dispne hastalara çok acı verebilir, palyatif bakım hastalarının acil servisleri ziyaret etmelerinin en yaygın nedenlerinden biridir. Dispnenin en yaygın nedenleri akciğerlerdeki pnömani, bronşit ve amfizem gibi sorunlar olmasına karşın, aynı zamanda kalp, karaciğer ve böbrekler gibi diğer organlardaki sorunlar da bu algılamaya neden olabilir.
Vapotherm yüksek akış sistemi , bir burun kanülünden ideal olarak uygun hale getirilen, akış hızı yüksek olan gaz vererek nefes darlığının (dispne) atında yatan nedenleri tedavi eder. Vapotherm High Flow Therapy (HFT) tedavisi, nefes darlığı semptomlarının altında yatan nedenleri belirleyerek semptomları azaltmaya yardım eder.
Palyatif bakım hastalarında nefes darlığının bugün en yaygın kullanılan tedavi morfin gibi opiod ilaçlarının verilmesidir. Böylece nefes darlığına bağlı ağrı ve endişe azaltılır, ancak bir hastanın bilincini, aileyle ve bakıcılarla ilişki kurma yeteneğini azaltabilir. En yaygın uygulanan ikinci tedavi bir burun kanülüyle akış hısı düşük olan oksijen verme işlemidir. Akış hızı düşük olan oksijen nefes darlığına bağlı hipoksiyi azaltabilir, ancak özellikle bazı hastaların çok acı çektiği nefes alma işinin azaltılmasında çok etkili olmadığı gösterilmiştir.
Bronşit, akciğerlerinin bronş geçitlerinin bir enfeksiyonudur. Bu enfeksiyona karşılık olarak akciğerin geçitleri balgamla dolar, hava geçidi tıkanır ve nefes alma zorlaşır. Çocuklarda, bu enfeksiyonun en yaygın görülen nedeni Solunum Sinsityal Virüsüdür (RSV). Solunum Sinsityal Virüsü çok bulaşıcıdır ve sonbahardan ilkbahara kadar çok yaygın görülmektedir. Birçok çocuk çocukluk çağlarında bir dönemde Solunum Sinsityal Virüsüne yakalanır. Birçok durumda nezle olarak ortaya çıkar ve tıbbi müdahale gerektirmez. Bununla birlikte, Solunum Sinsityal Virüsüne maruz alan çocuklar bronşite ve hastanede tedavi görmelerine yol açan çok daha ciddi bir reaksiyonla karşılaşırlar.
Hastanede Solunum Sinsityal Virüsü tedavisi gören çocuklar enfeksiyon tedavi edilirken solunum desteğine ihtiyaç duyabilir.
Vapotherm HFT tedavisi, bir burun kanülüyle yüksek seviyede solunum desteği sağlar. Soluma gazı, nefes verilen havayı nasofarengeal boşluktan dışarı çıkaran yüksek akış hızlarında verilir. Böylece nefesle verilen karbondioksit çıkarılır ve akciğerlere ulaşan her nefesin çoğunlukla temiz, yüksek oksijen soluma gazından oluşması sağlanır. Bu yüksek akış hızları sağlamak için, gaz ısıtılıp nemlendirilir. Yüksek nem oranı hastaların yüksek akışları rahat şekilde alabilmesi anlamına gelir ve aynı zamanda solunum yollarında balgamı sökme etkisine sahiptir. Basit açık bir sistem burun kanülüyle verildiğinden dolayı, hastanın öksürerek solunum yolunu açması kolaydır. Bu da alveollere ulaşan daha fazla nefes alınan gazın ventilasyonu ve oksijenasyonu arttırmasına yol açan havayolu geçirgenliğini arttırır.
Akış hızının seviyesi solunum yolunun ölü hacmini temizlemeye ve nefes alma işini azaltma yeterli olacak şekilde ayarlanmalıdır. Çocuklarda solunum yolunun ölü hacminin büyüklüğü çocuğun boyuna ve yaşına göre değişir. Uygun bir akış hızının başlıca göstergesi nefes alma işinde ve nefes alma hızındaki azalmanın klinik gözlemidir. Oksijenasyon FiO2 gazını ayarlayarak yönetilir. Semptomlar azaldığında, sırasıyla akış hızlarını ve FiO2 gazını azaltarak hasta tedaviden kesilebilir.
Kronik obstruktif akciğer hastalığı (COPD) kronik bronşit, amfizem, rekraktör astım ver bazı bronşiektazi şekillerinden oluşan progresif akciğer koşullarının bir sınıfının genel adıdır. Akciğerlerdeki hava akımına karşı direnç arttığından dolayı, kronik obstruktif akciğer hastalığı hastalarının nefes alması almayı zorlaştırmaktadır. Kronik obstruktif akciğer hastalığının en yaygın görülen iki şekli balgamla uzun süre öksürmeye neden olan kronik bronşit ve akciğer dokusunun bozulmasına neden olan amfizemdir. Kronik obstruktif akciğer hastalığı nefes alma güçlüğünün artmasıyla karakterize edilir ve yıllar geçtikçe hastalığın daha sonraki aşamalarına kadar dikkat çeken nefes alma güçlüğü olmadan yavaş yavaş gelişebilir. Başlangıçta ortaya çıkan semptomlar genellikle nefes alma güçlüğü, sık sık öksürmek (balgamlı veya balgamsız), hırıltılı nefes alma ve göğüs sıkışmasıdır. Kronik obstruktif akciğer hastalığı olan hastalarda büyük ihtimalle solunum sisteminin enfeksiyonu veya tahrişine bağlı bazı komplikasyonlar oluşur. Kronik obstruktif akciğer hastalığının tedavileri azalan nefes alma verimliliğini dengelemel amacıyla oksijenasyonu arttıracak oksijen tedavisinin yanı sıra hava akımına karşı direnci azaltmak için bronkodilatör v anti-inflamatuar ilaç tedavileridir. Temel semptomlar, pnömani gibi daha sık ksaserbasyonlara ve sekonder komplikasyonlara yol açan mukosiliyer konsdiyonu azaltan oksijen süplementasyonu gibi uzun süreli tedavilerin kurutma etkisiyle zorlaştırılabilir.
Vapotherm High Flow Therapy tedavisi genellikle akut akım ortamındayken eksaserbasyondaki
hastalara yardım etmek için kullanılır. High Flow Therapy Tedavisi, nefes alma işini azalmak ve solunum güçlüğünü tedavi etmek için kullanıma uygun bir yöntemdir. Üst yutağı taze gava deposu olarak kullanan bir hareket mekanizması vardır. High Flow Therapy tedavisi her nefes için taze gaz verir ve nefes verilen CO2 gazının nsofaringeal boşlukan çıkarmak için ek destek sağlar. Taze gaz anatomik ölü hacme boşaldığından dolayı, High Flow Therapy tedavisi her nefeste taze gazın oranını arttırır. Aynı zamanda CO2 gazını hastanın solunum yolundan çıkarır. Oksijenasyon ve nefes verilen CO2 gazının boşaltılmasından oluşan bu kombinasyon hem hipoksiyi hem de hiperkapniyi etkiler. High Flow Therapy desteği, eksaserbasyondaki hastalarda invazif olmayan pozitif basın ventilasyonunu önlemek için yeterli olabilir. Vapotherm High Flow therapy tedavisi (HFT), ölü hacmi temizleyen akış oranlarında bir burun kanülüyle ideal sıcaklığa ve nem oranına uygun hale getirilen, doğru olarak karıştırılmış oksijen karışımları verir. High Flow therapy tedavisi oksijen dağıtımının hassas olarak kontrol edilmesini sağlar. Bu hassas kontrol özellikle solunum eforunu harekete geçirmek için kandaki oksijen seviyelerine bağlı olan en son aşamadaki kronik obstruktif akciğer hastalarında önemlidir.
Pnömoni, oksijen ve CO2 alışverişinin olduğu akciğerin hava keseleri olan alveollerin iltihaplanmasıdır. İltihaplanma hava keselerinin sıvı veya iltihapla dolmasına neden olan bakteri, virüs veya mantarlardan kaynaklanabilir. Bu da hastada göğüs sıkışması, balgam veya iltihaplı öksürük, ateş, titreme ve zor nefes alma semptomları yaratır. Meydana gelebilen diğer semptomlar göğüs ağrısı, yorgun ve bitkin hissetme, mide bulantısı ve kusmadır. Tipik olarak, hastalıktan dolayı veya yeni doğan bebeklerin tam olarak gelişmemeleri durumunda bağışıklık sistemi zarar gördüğü zaman pnömani elde edilir.
Pnömoni, hastanede alınabilir veya hastane ve diğer sağlık kuruluşları dışındaki toplulukta alınabilir. Hastanede alınan pnömaninin antibiyotiğe karşı daha dirençli olabilen bakteriler olarak görülmesi daha zor olabilir. Hastanede alınan prömaninin bir alt türü, hastalarda mekanik ventilasyonun bir endotrakeal tüp veya trakeostomi yardımıyla verildikten 48 saat sonra veya daha fazla süre sonra gelişen vantilatöre bağlı pnömonidir (VAP). Aynı zamanda akciğerlere tekrar giren yemek, tükürük, sıvı maddeler veya kusmuktan kaynaklanan aspirasyon pnömanisi de vardır.
Vapotherm yüksek akışlı tedavi pnömoninin tedavisinde etkili bir araç olabilir. Vapotherm nefes darlığı ve/veya solunum güçlüğü yaşayan kişinin nefes alma işini azaltmaya yardımcı olmak üzere üst solunum yolundaki karbondioksitin temizlenmesini ve etkin oksijen verilmesini (% 100’e kadar) sağlar. Bu, solunum sıkıntısını rahatlatırken antibiyotikler ya da diğer tedaviler enfeksiyona çözüm olur.
HFT’nin başarılı şekilde uygulanması ayrıca iki kademeli ventilasyon ve mekanik ventilasyon gibi daha invazif redavi ihtiyacını da önleyebilir. İki kademeli ventilasyon pnömoni hastaları için kontraendikedir ve mekanik ventilasyon pnömoninin bilinen bir nedenidir.
Nemlendirme ile beraber vücut sıcaklığında hava ve oksijen veren Vapotherm nazal dokuların
kurumasını ve zarar görmesini önlemeye yardımcı olmakla kalmaz ayrıca üst solun yollarını nemlendirmeye ve sekresyonlarının mobilizasyonunu ve hava yolunun temizlenmesini iyileştirmeye yardımcı olur.
Kalp yetmezliği kalp kaslarının kasılması vücudun talebini karşılayan kan akışını sürdürmeye yetecek güçte olmadığında meydana gelir. Bu durum kalbin kanı pompalamayı durduğu anlamına gelmez, daha çok kalbin kanı tüm vücutta dolaştırma konusunda etkili şekilde çalışmadığı anlamına gelir. Bu düşük kan akışı hızıyla, görünürde düşük dolaşımdaki kan hacmini düzeltme çabasıyla böbrekler sıvı tutmak üzere tetiklenir. Bu artan su tutulumu akciğerler dahil vücudun çeşitli bölümlerinde konjesyona yol açar. Ve böylelikle Konjestif Kalp Yetmezliği (CHF) hastalığı meydana gelmiş olur.
İlaçlar sıvı tutulmasını ve akciğerdeki ödemi azaltmak üzere çalışırken kriz yaşayan CHF hastalarının solunum desteğine ihtiyacı olabilir.
HF nefes darlığı ve egzersiz intoleransı gibi akciğer sistemi ile ilgili bazı semptomlara neden olabilir.
HF’nin normalde akciğerlere kan pompalayan normal sağ kalp fonksiyonu ve akciğerlerden vücudun kalan kısımlarına kan pompalayan kalbin sol kısmının azalan performansı ile ilişkili olmasından dolayı akciğerlerde sıvı tutulumu şiddetlenebilir. Bunun sonucunda akciğerde oluşan konjesyon, sıvının alveolar duvarların ötesine geçmesine ve akciğerlerde normalde hava için ayrılan alanlarda birikmesine neden olabilir. Bu durum azalan oksijen alımına ve dolayısıyla vücudun kalan bölümlerine oksijen iletiminin azalmasına neden olur. Vapotherm Yüksek Akış tedavisi (HFT) CHF’ye sekonder solunum yetmezliği olan hastaları desteklemek üzere yoğun olarak kullanılmaktadır. HFT yüksek akış hızlarında iklimlendirilmiş oksijen açısından zengin gaz verir ve nefes alma arasında nazofarengeal ölü boşluğu temizler. Her nefeste hasta yalnızca taze oksijenlenmiş gazı içine çeker. Oksijen deposu yaratılmasıyla hastanın nefes alma işi hafifletilir. Bu iyileşen nefes alma etkinliği CHF ile önemlidir çünkü kalp ile ilişkili akciğer konjesyonuna sekonder olarak artan solunum çabası (solunum kasları işi) kötüleşmiş kalp üzerinde daha fazla talebe karşılık gelir. HFT solunum iş yükünü azaltarak CHF’nin kötüleşme semptomlarını rahatlatmaya daha da yardımcı olabilir.
Akış hızı nefes aralarında solunum ölü boşluklarını yeterince temizleyecek şekilde ayarlanmalıdır. Yetişkinlerde, hastanın boyutlarına ve solunum yetmezliğinin ciddiyetine bağlı olarak bu genelde dakikada 25 litre ya da daha fazladır. Oksijenasyon FiO2’yi ayarlayarak yönetilir. Semptomlar azaldıkça, akış hızları ve FiO2 kademeli olarak azaltılarak hasta tedaviden alınabilir.
Astım yaşam boyu devam eden bir hastalık ve küçük hava yollarının veya bronşçukların, söz konusu hava yollarının daralması ve artan sekresyon üretimine yol açan enflamatuar durumudur. Bronşçukların daralan çapları hastaların nefes alabilmesine ancak nefes verirken nefesini dışarı vermede zorlanmasına yol açar. Semptomları arasında hırıltılı solunum, nefessiz kalma, göğüste sıkışma hissi ve inatçı öksürük bulunur. Komple bir nefesin tam olarak dışarı verilememesi dinamik hiperenflasyona ve nefes almak için gösterilen çabada artışa neden olur. Nefes almada güçlük, enflamasyona tepki olarak üretilen fazla sekresyonların temizlenmesini güçleştirir. Hastalık dış kaynaklıdır; bir başka deyişle toz, otlar, hayvan kepeği ya da gıda koruyucu maddeleri ya da benzerleri gibi spesifik antijenik ajanlar ile net şekilde ilişkilidir. Bu ayrıca alerjik ya da atopik astım olarak da bilinir. Bronkokonstriksiyon kişinin maruz kaldığı antijene olan aşırı duyarlılık ile aktive edilir. Alerjik olmayan (intrensek) astım kişinin aşırı duyarlı olduğu doğrudan bir antijen ile bağlantısı kurulamayan astımdır. Bir akut atak/kriz sırasında her iki tip astım için destekleyici tedavi temelde aynıdır.
Albuterol gibi bronkodilatörler, sempatik sinir sisteminin stimülasyonu aracılığıyla bronkokonstriksiyonu geri çevirerek astım ile ilişkili kısıtlayıcı hava yollarını tedavi etmek üzere yaygın şekilde kullanılır. Bazen sempatik agonist ile simbiyotik bir etkisi olan parasempatik sinir sisteminin stimülasyonuna engel olmak üzere ipratropyum bromür gibi parasempatomimetik ilaçlar kullanılır. Hastalık süreci tarafında üretilen enflamatuar tepkisini azaltmaya yardımcı olmak üzere şiddetli ataklarda genelde steroidler verilir. Bu azaltma ayrıca aşırı sekresyon üretiminin azaltılmasına da yardımcı olur. Genel olarak, hipoksemi ile savaşmak üzere şiddetli ataklarda ya da kan dolaşımında düşük oksijen seviyelerinde oksijen tedavisi acil olarak gereklidir. Solunum yetmezliği yaşayan hastalar ventilatöre bağlanacak ve yoğun bakım departmanına alınacaktır.
Vapotherm yüksek akışlı tedavi astım atağı/krizi sırasında nefes alma işini azaltabilir. Vapotherm nefes darlığı ve/veya solunum güçlü yaşayan kişinin nefes alma işini azaltmaya yardımcı olmak üzere üst solunum yolundaki karbondioksitin temizlenmesini ve etkin oksijen verilmesini (% 100’e kadar) sağlar. Bu solunum sıkıntısını rahatlatırken bronkodilatörler, steroidler ya da ya da diğer tedaviler hava yolunun enfeksiyonuna ve daralmasına çözüm olur.
HFT’nin başarılı şekilde uygulanması ayrıca invazif olmayan pozitif basınçlı ventilasyon ve endotrakeal tüp aracılığıyla mekanik ventilasyon gibi daha invazif tedavi ihtiyacını da önlemeye de yardımcı olabilir. Nemlendirme ile beraber vücut sıcaklığında hava ve oksijen veren Vapotherm nazal dokuların kurumasını ve zarar görmesini önlemeye yardımcı olmakla kalmaz ayrıca üst solun yollarını nemlendirmeye ve sekresyonlarının mobilizasyonunu ve hava yolunun temizlenmesini iyileştirmeye yardımcı olur. Astımlı hasta için bu iklimlendirilmiş gazın ek bir faydası da bu ısınmış gazın bronkodilatasyonu ve düz kas dokularının rahatlamasını teşvik etmesidir.
ORYA MEDİKAL şirketimiz 2007 yılında Sağlık sektöründe kardoloji,kalp-damar ve yeni doğan bölümleriyle ilgili hizmet vermeye başlamiş olup,sektörun ihtiyacı olan sipesifik ürünleri üretmek ve hizmet vermeyi prensip edinmiştir.